Bize kısaca kendini tanıtır mısın?
Ben Ekrem Çalışkan. Abdullah Gül Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’ne 2019 yılında başladım ve 2024 yılında mezun oldum. AGÜ’de geçirdiğim beş yıl boyunca yalnızca akademik olarak değil, aynı zamanda sosyal ve yönetsel alanda da kendimi geliştirmeye gayret ettim. 3 yıl süreyle AGÜ Öğrenci Konsey Başkanlığı yaptım. Bunun yanı sıra SBUİ Bölüm Temsilciliği, AGÜ Ombudsman Kulübü Başkanlığı ve Eğitim-Kalite Komisyonu üyeliği gibi önemli görevlerde bulundum.
Bu görevler sırasında temel hedefim, tüm öğrencilere adil ve eşit mesafede yaklaşarak üniversite hayatını herkes için daha verimli ve keyifli bir hâle getirmekti. Mezun olur olmaz iş hayatına atıldım. Şu an Erciyes Anadolu Holding’in grup firmalarından biri olan Form Sünger ve Yatak A.Ş.’de İhracat Uzman Yardımcısı olarak görev yapıyorum.
AGÜ mezunu olmak sana ne tür avantajlar sağladı?
AGÜ mezunu olmak benim için büyük bir ayrıcalıktı. Özellikle Kayseri’de kariyer yapma hedefi olan biri olarak, AGÜ’nün şehirdeki bilinirliği ve itibarı bana ciddi katkılar sağladı. AGÜ’nün İngilizce eğitim modeli ve güçlü akademik kadrosu, işverenler tarafından yakından biliniyor ve takdir ediliyor.
Erciyes Anadolu Genç Yetenek Programı’na kabul almamda bu avantajları fazlasıyla hissettim. İngilizce yeterliliğim, CV’mde yer alan AGÜ geçmişim ve aldığım eğitim, mülakat sürecinde fark yaratmamı sağladı. Mezun olmadan önce yaptığım stajlarımda da AGÜ’lü olmanın farkını hissettim. Okulda kazandığım İngilizce yetkinliği sayesinde hem stajlarda hem de işe alım sürecindeki sınavlarda ve mülakatlarda başarı gösterdim. Bugün AGÜ mezunu olduğum için gurur duyuyorum.
Başarılı bir mezun olarak, mezun olacak öğrencilerimiz ve mezunlarımıza iş dünyasıyla ilgili neler söylemek istersin?
Öncelikle öğrencilerimizin hangi okuldan mezun olduklarını hiçbir zaman unutmamalarını tavsiye ediyorum. AGÜ gibi kaliteli bir eğitim kurumunun mezunu olmak ciddi bir sorumluluk ve avantaj. Ancak iş dünyası, üniversite hayatından oldukça farklı. Burada hata yapma payı daha düşük ve sorumluluklar daha büyük.
Üniversitede öğrenilen teorik bilgiler, iş dünyasında mutlaka bir karşılık buluyor. Ancak sadece bunlara güvenerek yol almak yeterli olmuyor. İş hayatında, öğrenmeye açık olmak, sorumluluk almak ve sürekli kendini geliştirmek zorundasınız. Bu noktada özellikle sevdiğiniz işi yapmanız çok önemli. Sevdiğiniz bir işi yaparsanız hem daha verimli olursunuz hem de daha mutlu bir çalışma hayatınız olur.
Bir diğer tavsiyem, öğrencilik döneminde mümkün olduğunca erken bir kariyer planı oluşturmaları ve bu doğrultuda sertifikalar, stajlar ve eğitimlerle kendilerini desteklemeleri olacaktır. AGÜ mezunu olmak sizi öne çıkarır ama sizi kalıcı kılacak olan; kişisel çabanız, vizyonunuz ve yeteneklerinizdir.
Mezun olduktan sonra iş arayış sürecin nasıl oldu?
Aslında kendimi bu konuda şanslı sayıyorum ama bu başarıyı tamamen şansa da bağlamıyorum. İkinci sınıftan itibaren dış ticaret alanında kariyer yapmayı planladım ve bu yönde bilinçli adımlar attım. İlk stajımı HES Kablo’da yaptım. Ardından Erciyes Anadolu Holding’in Genç Yetenek Programı’na kabul edildim.
Bu süreçte başvurduğum firmalarla yaptığım tüm mülakatlar, öncesinde gerçekleştirdiğim stajlar ve İngilizce yeterliliğim sayesinde oldukça olumlu geçti. Program bittikten sonra yalnızca bir hafta içerisinde şu anki görevime başvuruda bulundum. Tüm mülakatlar ve sınavlar tamamlandıktan sonra işe kabul edildim. Yani mezun olmadan iş hayatına fiilen başlamış oldum diyebilirim.
AGÜ’de edindiğin yurt dışı tecrübelerin işe alınma sürecinde ve iş yaşamında sana ne tür avantajlar sağladı?
Ne yazık ki AGÜ’deyken yurt dışı tecrübesi edinemedim. Bu, kişisel anlamda en büyük pişmanlıklarımdan biri. Fakat özellikle yabancı dil konusundaki AGÜ'nün sağladığı avantajlar sayesinde bu eksikliği başka alanlarda telafi edebildim.
AGÜ öğrencilerine mezuniyet sonrası iş hayatına kısa sürede girebilmesi için neler tavsiye edersin?
Öncelikle öğrencilerin kariyer yolculuklarını tesadüflere bırakmamaları gerekiyor. Mezuniyetten sonra değil, daha üniversite sıralarındayken bu sürecin temellerini atmak çok önemli. Benim en büyük avantajım, ikinci sınıfa geçmeden önce ne yapmak istediğime karar vermiş olmamdı. Bu sayede geri kalan üniversite yıllarımı o hedef doğrultusunda planladım ve yönlendirdim.
Öğrencilere en büyük tavsiyem; mezun olduktan sonra ne iş yapmak istediklerini düşünmeye ikinci veya en geç üçüncü sınıfta başlamalarıdır. Çünkü kariyer yolculuğu birden fazla adım içerir ve bu adımların her biri zaman alır: Alan belirleme, o alanda staj bulma, sertifika programlarına katılma, kişisel gelişim, dil öğrenme, iletişim ağları kurma gibi pek çok detaylı süreç vardır.
Staj konusu ise başlı başına çok kritik. Sadece CV’ye yazmak için değil, gerçekten iş ortamını görmek, sektörü tanımak, kendini göstermek ve işverenlerle bağ kurmak için staj yapılmalıdır. Özellikle staj sırasında verilen görevleri sorumluluk bilinciyle yapmak, iş arkadaşlarıyla etkili iletişim kurmak ve iş süreçlerine aktif katılım sağlamak çok değerlidir. Çünkü o staj, sizin gelecekteki iş kapınız olabilir.
Ayrıca öğrencilik döneminde, sektörle ilgili online ya da yüz yüze eğitim programlarına katılmak, sertifikalar almak, projelerde yer almak da oldukça önemli. Artık sadece mezun olmak yetmiyor; işverenler sizi farklılaştıran özelliklerinizi görmek istiyor. Bu nedenle öğrencilere tavsiyem, CV’lerini mümkün olduğunca zenginleştirmeleri ve iş görüşmelerinde kendilerini ifade edebilecek özgüveni kazanmalarıdır.
Daha mezun olmadan iş bulmandaki en önemli etken veya etkenler neydi?
Mezun olmadan işe başlamam aslında uzun süreli ve planlı bir çabanın sonucuydu. İkinci sınıftan itibaren dış ticaret ve ihracat alanına ilgi duymaya başladım. Bu ilgi, zamanla bir hedefe ve net bir kariyer planına dönüştü. Bu noktada kendime şu soruyu sordum: “Bu alanda çalışmak istiyorsam hangi yetkinliklere sahip olmam gerekir?” Ve bu sorunun cevabına göre kendimi geliştirmeye başladım.
Stajlarımın çoğunu dış ticaret alanında yaparak hem sektör dinamiklerini gözlemledim hem de iş hayatına uyum sağlama becerimi artırdım. Özellikle Erciyes Anadolu Holding bünyesindeki firmalarda gerçekleştirdiğim stajlar, holdingin işleyişi hakkında derin bir bilgi edinmemi sağladı. Bu durum, Genç Yetenek Programı’na kabul almamda da etkili oldu.
Ayrıca İngilizce yeterliliğim bu süreçte büyük rol oynadı. İhracat gibi uluslararası iletişimin temel olduğu bir alanda, güçlü bir dil bilgisi sizi her zaman birkaç adım öne taşır. Mülakatlarda ve sınavlarda bu yeterliliğimi gösterebildiğim için işe alım sürecinde olumlu bir izlenim bırakabildim.
Tüm bu süreci bir cümleyle özetlemem gerekirse: Net hedef, istikrarlı gelişim ve doğru zamanlama, mezun olmadan iş bulmamı sağlayan en önemli faktörlerdi.
AGÜ’nün %100 İngilizce eğitim vermesinin iş hayatına girerken ne gibi avantajı oldu?
İngilizce eğitimi, sadece derslerde değil, tüm kariyer hayatım boyunca bana en büyük katkıyı sağlayan unsurlardan biri oldu. AGÜ’deki %100 İngilizce eğitim modeli, dil öğrenimini sadece gramer düzeyinde bırakmıyor; öğrencinin akademik yazım, sunum, tartışma ve analiz yeteneklerini de geliştirecek şekilde kurgulanmış. Bu da doğal olarak sizi iş hayatına daha donanımlı bir birey olarak hazırlıyor.
Daha öğrenciyken staj başvurularında İngilizce yeterliliğimin fark yaratması dikkat çekiciydi. Birçok adayın elendiği noktada, ben İngilizce iletişim kurabildiğim için görüşmelere çağrıldım. Bu avantaj sadece işe giriş sürecinde değil, çalıştığım pozisyonda da her gün kendini gösteriyor. Günlük iş akışımda yabancı müşterilerle sürekli yazışıyor ve görüşmeler yapıyorum. Gelen siparişlerin kontrolü, teklif hazırlıkları, sevkiyat süreçleri… Hepsi İngilizce yürütülüyor.
Ayrıca işe giriş sürecimde yapılan İngilizce yazılı sınavı ve sözlü mülakatlar da AGÜ’de aldığım eğitimin kalitesini ortaya koydu. Müdürümün bana “Bu kadar iyi İngilizce’yi nerede öğrendin?” sorusu hâlâ hafızamda. Kısacası, AGÜ’nün İngilizce eğitimi sadece bir dil öğretmekle kalmıyor; sizi global iş dünyasının bir parçası hâline getiriyor.
AGÜ’yü tercih etme sebebin neydi?
AGÜ’ye olan ilgim, tercih döneminde Kayseri’de kalma kararı almamla başladı. Ancak kararımı kesinleştiren şey, AGÜ’nün vizyonu ve sunduğu olanaklar oldu. Tercih listelerinde AGÜ’nün Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünü gördüğüm anda dikkatimi çekti. Hemen üniversite hakkında detaylı bir araştırmaya başladım.
Araştırmalarım sırasında kurucu dekanımız Prof. Dr. Rasim Özgür Dönmez ile birebir görüşme fırsatım oldu. Bu görüşmede hem bölümün yapısını hem de AGÜ’nün akademik yaklaşımını dinledim. Anlattıkları beni gerçekten heyecanlandırdı. Özellikle disiplinlerarası eğitim yaklaşımı, uluslararası akademik bağlantılar ve %100 İngilizce eğitim modeli AGÜ’yü diğer üniversitelerden ayıran temel özelliklerdi.
Kendi şehrimde, bu denli kaliteli bir üniversitede eğitim alabilecek olmak bana güven verdi. Böylece kararımı netleştirdim ve AGÜ, tercih listemde ilk sıraya yerleşti. Bugün geriye dönüp baktığımda, bu kararımdan dolayı kendimi gerçekten şanslı hissediyorum.
Bundan sonra kariyerindeki hedeflerin nelerdir?
Kariyerime ihracat alanında başladım ve bu alanda uzmanlaşarak ilerlemeyi hedefliyorum. Şu an için İhracat Uzman Yardımcısı pozisyonundayım, ancak orta vadede uzman pozisyonuna geçip, ardından yönetici kadrosuna yükselmek istiyorum.
İhracat hem ülke ekonomisine katkı sağlama hem de kişisel gelişim açısından çok yönlü bir alan. Yeni pazarlara açılmak, farklı kültürlerle iş yapmak ve global ticarete katkıda bulunmak bana büyük bir heyecan veriyor. Şu anda aktif olarak çalıştığım bölgelerdeki müşterilerle birebir iletişim kuruyorum. Önümüzdeki dönemde yüz yüze satışlara ve yurt dışı fuarlara katılma imkânım olacak. Bu da hem müşteri ilişkilerimi güçlendirecek hem de temsil kabiliyetimi artıracak.
Bunlara ek olarak, alanımla ilgili sertifika programlarına katılmayı, dış ticaret mevzuatlarını derinlemesine öğrenmeyi ve zamanla kendi ekibimi yönetebileceğim bir pozisyona gelmeyi hedefliyorum. Kısacası, ihracatta uzmanlık, uluslararası temsil gücü ve liderlik becerileri odağında ilerleyen bir kariyer planım var
İşyerindeki bir günün nasıl geçiyor?
Güne her sabah, ilk olarak e-posta kontrolüyle başlıyorum. İhracat departmanında çalıştığım için zaman yönetimi, üretim takibi ve müşteri ilişkileri oldukça kritik. Bu yüzden tüm gelişmeleri yakından izlemem gerekiyor. Gelen e-postalar doğrultusunda üretim ve sevkiyat planlarını kontrol ediyor, olası aksaklıkları önceden tespit edip gerekli departmanlarla iletişime geçiyorum.
Müşterilerimle çoğunlukla İngilizce olarak iletişim kuruyorum. WhatsApp üzerinden aktif yazışmalar yapıyoruz, güncel siparişleri değerlendiriyor, fiyat teklifleri oluşturuyorum. Onaylanan teklifleri sistemimize sipariş olarak giriyor, üretim takibini başlatıyorum. Aynı zamanda her gün rutin olarak hazırlayıp paylaşmam gereken raporlar var. Bunların zamanında ve doğru şekilde yayınlanması oldukça önemli.
Haftalık yapılan toplantılarda zaman zaman moderatörlük görevini üstleniyorum. Bunun dışında ihracat evraklarıyla ilgili işlemleri de elimden geldiğince hızlı ve eksiksiz şekilde tamamlamaya çalışıyorum. İş yerindeki tempom oldukça yüksek ama her günü yeni bir şey öğrenerek geçirmek, bu süreci daha anlamlı kılıyor.
Kabul ettiğin ve çalışmaya başladığın şu an ki işinden başka aldığın teklifler var mıydı?
Hayır, almadım. Bunun temel sebebi ise Genç Yetenek Programı sayesinde daha mezun olmadan işe alım sürecine dahil olmamdı. Program kapsamında tüm süreci dikkatli ve planlı şekilde yürüttüm. Programa kabul aldıktan sonra başka bir yere başvuru yapmam kurallara göre de mümkün değildi.
Programın sona ermesinden yalnızca bir hafta sonra, şu an çalışmakta olduğum pozisyona başvurdum. Başvurduğum gün içerisinde görüşmeye çağrıldım, ardından çok kısa sürede mülakat ve sınav süreçleri tamamlandı ve kabul aldım. Dolayısıyla başka bir teklif ya da değerlendirme sürecine ihtiyaç kalmadan, doğrudan hedeflediğim işe başlamış oldum.
